top of page

Hak-Sorumluluk Dengesi

Her biri farklı aile ortamlarında, farklı bireysel (Fiziksel, ruhsal ve sosyal) özelliklere sahip olmalarına rağmen ortak bir özellik tablosu gösterebilen çocuklar yetişmekte.

Örneğin içinde bulunduğumuz devrin çocukları bazı şeyleri yapabilmek için sevmeyi beklemektedir. Ders çalışmayı sevmediği için başarısız olduğunu iddia eden, öğretmenini sevmediği için ders çalışmayan öğrenciler özellikle eğitim öğretim ortamlarında sıkça karşılaştığımız durumlardır. Hatta başarılı olabilme ölçütünün çalışmak değil de istemek, sevmek olduğunun algısı çocuklara aşılanmış. . Ev işlerine yardım etme, evde sorumluluk alma, ödevini yapma, kardeşine bakımına yardım etme gibi basit sorumluluklar bile çocuğun bu durumu sevip sevmemesine bırakılmış durumda. Eğer çocuk kendisinden beklenilen sorumluluk ve görevi sevmediyse ebeveynler tarafından bu sorumluluk ve görev hemen ortadan kaldırılabilmektedir. Çocukların hayata hazırlanmalarından ziyade sadece mutlu olmalarının ön plana çıktığı zamanlarda da bu durum kaçınılmaz olmakta. Ebeveynler çocuklarını rahat ettirdikleri oranda iyi anne baba olacaklarını düşünerek hayata hazırlanamayan bireyler yetiştirmekteler ne yazı ki.

Bunun doğrultusunda da, çocuklarımızın pek çoğu hakları konusunda gelişmiş bir farkındalık seviyesine sahiptir. Yani, bir yetişkin tarafından kendisine yapılanların hangisi doğru hangisi yanlış, hangi haklara sahipler ve bu hakların hangilerine kesinlikle dokunulamaz ve müdahale edilmez, bunların hepsi kanun maddesi gibi değerlendirmeye alınmaktadır. Yardımlaşma, destek olma, saygı ve özen gösterme gibi evrensel değerler yerine bireyin benmerkezciliği almış durumda… Ancak önemli olan hem sorumluluk hem de sahip olunan haklar dengesinin kurulabilmesidir. Ancak sorumlulukların sergilenmesinde ne yazık ki hakların alınması ile ilgili hassasiyeti görememekteyiz. Pek çok çocuk, ders çalışma, aileye ev işlerinde yardım gibi basit sorumluluklarda ciddi sorunlar yaşamaktadırlar. Aileler ve toplum tarafından çocuklara hakları öğretilirken sorumluluk sergilemeleri gerektiği bir parça göz ardı edilmiş gibidir. Bu nedenle hep isteyen ancak çaba göstermeyen bir nesil koşar adımlarla gelmekte. Çocukların insan olmaktan doğan hakları mutlaka ve mutlaka öğretilmelidir. Ancak insanları diğer canlılardan ayıran düşünme becerisi, başka canlılara saygı ve özen, hayatı anlama, hayatla baş edebilmek için de kullanılmalıdır. Sorumlulukları çok baskın şekilde öğretilerek haklarını öğrenmesi ve sorgulaması öğretilmeyen çocuklar da kendisini savunamayan, bastırılmış ve sürekli fedakârlık yapan bireylere dönüşecektir. Hakları öğretilerek sorumluluk verilmeyen çocuklar küçük yaşlardan itibaren hep isteyen ancak çalışmayan bireyler olarak gelişecektir ve korkarım ki bu durum bir gerçekleşme oranı daha yüksek gibi gözükmektedir.

Ailelerin en büyük görevi çocuklarını hayata hazırlamaktır. Sağlıklı hayat da denge demektir. Ebeveynlerin terazinin (sorumluluk-hak dengesi) hangi yönünün ağır basması için uğraş verdiklerini değerlendirerek davranış ve tutumlarını gözden geçirmeleri çocuklarının geleceğini belirleyen bir öneme sahiptir.


Featued Posts 
Recent Posts 
Find Me On
  • Facebook Long Shadow
  • Twitter Long Shadow
  • YouTube Long Shadow
  • Instagram Long Shadow
Other Favotite PR Blogs
Serach By Tags
Henüz etiket yok.
bottom of page